theme-sticky-logo-alt
İçimden Geçenler

Sodalı börekten kalbe karışanlar

Kadın elindeki fileyi sinirle tezgâha bıraktı. Vakti zamanında Erbakan’ın “Peynir gemisi lafla yürümez” dediği zamanlarda politikacıların ellerinde file ile yaptıkları konuşmalar geldi gözünün önüne. O zamanlar poşet yoktu, paketli gıda yok denecek kadar azdı. Gazete kağıdından kese kağıtları ve fileler vardı. Bu nostalji kalbini yumuşattı. Fileye baktı. İçindeki azıcık şey ile yükte hafif pahada ağır...Devamını Oku

Bilememek

Diyarbakır’da doğmuş bu iri yarı, güzel olacak bu güzelliğini, üstünde yanında önünde arkasında taşımış, gezdirmiş, sürüklemiş, liseyi ve meslek kursunu tamamlamış gözü karalığını umursamazlık ve aptallığıyla harmanlamış, ustaca saklamış, güzelliğiyle süslemiş, güldürmek isteyeceğiniz kadar güzel gülerek 20 olmuş, 30 olmuş istemeye istemeye, 40 olmuş, anne olmuş, memur olmuş, memurluğunda güzelliği ve gülüşüyle bilgisizliğini, bilmezliğini, 20...Devamını Oku

İyi ki mutfak var

Hiç merak ettiniz mi, bu mutfak nasıl bir yer? Haydi biraz gezelim mutfağı. Mutfağın giriş kapısı koyu yeşil ahşap renkte, kapı kolu eskitme antik renkte, ortası porselen. Mutfağa girince ortada bir masa karşılıyor sizi. Masa en çok göze batan şey mutfakta, merkezde olmanın rahatlığını ve dengesini yaşar gibi tam ortasında her zaman bir kır çiçeği...Devamını Oku

Çiğ Yumurta Falı

Kadın elinde yumurta sepeti ile mutfağa girdi. Arkadaşının hediye ettiği kırmızı metal tavuğun içine yumurtaları yerleştirmeye başladı. Yumurtlanmış yumurtalar tekrar yumurtlanacaktı, temcit pilavı dedikodular gibi…Tavuğun içine sığmayan iki yumurtayı tezgâhta bırakıp tavuğu mutfaktaki köşesine kaldırdı kadın. İçi dolu tavuk daha bir anaç gözükürdü gözüne niyeyse. Tavuk pek bir salınıyordu içinde yumurta olduğunda.Kadın iki yumurtayı eline...Devamını Oku

Simli Bir Dünya

Bahar… Aslında kelime anlamının her insanda aynı hissi uyandırdığına eminim. Herkesin midesinde anlam veremediği bir karıncalanma oluşur. Gereksiz umut kaplar mesela hüzünlü ve karamsar insanları. Ya da yüzeysel ruhları daha fazla yüzeyselleştirir. Ne acayip bir döngüdür bu bahar diye adlandırdığımız umut ışığı. Derken bir kadın çarptı gözüme. Uzun siyah saçları sadeleşmiş hayatının yüzündeki yansımasını kaplarcasına...Devamını Oku

Pilavdaki Şehriyenin Rengi

Mutfağın kapısı kapalıydı.Kadın kapıyı açtı, kapı açılırken gıcırdadı. “Zeytinyağı ve pamuk” dedi kadın içinden, gıcırdayan kapılar için rakı-balık, karpuz-peynir ikilisi gibiydi.Bugün biraz telaş vardı içinde. Lise mezuniyet gününe gidecekti, içini bir stres basmıştı. Acaba onlar nasıllar, yıllardır görmediği, konuşmadığı, hallerini bilmediği eski arkadaşları ya da aslında sadece eski tanışları. Arkadaş olan bu kadar ara vermezdi...Devamını Oku

Patatesin Jön Hali

Hava sisliydi, pusluydu, kasvetliydi. Bir insanı depresif yapabilecek ne kadar hava çeşidi varsa hepsi birleşmiş yeni bir hava oluşturmuştu. “Sispuskasvetmatem” adını koydu bu havaya sonra “suspuskasvetmatem”, “sispiskasvematem” gibi isimlerle değiştirip oyuna dönüştürdü havayı.Tam o sırada bir rüzgâr çıktı, rüzgârın sesi kızgındı. Çocukken annesi gök gürlediğinde ve o korktuğunda “Yukarıda yine oyuncak kavgası var galiba, bak...Devamını Oku

Şekerli Portakal Suyu

Kadın elinde kova ve bezlerle mutfağa girdi. Geçen gece yağan yağmurla birlikte pencerelerin önündeki saksıların içinden sıçrayan toprak taneleri pencerelerde büyük lekeler bırakmıştı.“Küçük şeyler büyük şeylere neden olabilir, neyin bedeli nedir, iyi bilmek gerekli.”, diye düşündü kadın.Kovanın içindeki suya bulaşık deterjanından biraz sıktı ve sonra pencerelerin önündeki objeleri, eşyaları ve aletleri bir kenara toplamaya başladı....Devamını Oku

Ait

Tanımadığın o şehrin caddelerinde hızla gidiyordun. Geziyordun gezmesine de unutuvermiştin soldaki mavi denizi. Öyle gece her şey eşit o eşsiz karanlıkta. Denizi olmayan şehir yazar ki kimliğinde, sen “ait olamam buraya” diye isyan ederdin. Sonra basar denize koşardın. Fakat gece karanlık çökünce neresi deniz, bastığın toprak mı belli değil.Daha bitmemiş sorular vardı bir de içinde....Devamını Oku

Gazla Yangın

Mutfağa daldı… İçinde bir hüzün ile ortadaki masanın etrafında dolandı. En yakın dostunun söylediği sözdü:“Bir işi iyi yapmak istiyorsan, ışık yılı yolunda düşün, ışık hızında hareket et.”O da ne zaman kendini sıkışmış hissetse mutfaktaki masanın etrafında yürüyordu, sanki kendini tutan ilmekler açılıyordu o zaman, özgürleşiyordu, sanki bir balerin oluyor, kendi etrafında dönebiliyor, sandalyelere tutunarak parmak...Devamını Oku

Özen Ülkesi

Bu sabah uyandığımda garip bir his içindeydim. Gece gördüğüm rüyanın hala etkisindeydim.“Özen ülkesi” diye bir yerdeymişim. Burası o kadar güzel bir yer ki… Gökyüzünde güneş pırıl pırıl parlıyor. Bulutlar beyaz ve çok çeşitli desenler oluşturmuşlar. Sanki yeryüzündekilere gülümsüyorlar. Ağaçlar yemyeşil ve üzerleri meyvelerle dolu. Kuşlar cıvıl cıvıl, doğanın sesini dinlediğinde insanın içine bir ferahlık ve...Devamını Oku

Sesler

“Yapma, dur, sus, orda bekle, ağlama, karışma, yap, getir, götür, bir şey olmaz, geçti geçti…” Bunlara benzer sesleri duydunuz mu? Bunları ya da daha farklı olanları duymak, çocukluğumuza ait hatırladığımız çoğu şeyin önünde belki de. Bence bu sözler sadece çocuklukta duyduğumuz ve bıraktığımız sesler değiller. Hayatlarımıza işleyen, çeşitlenen, söyleyen kişileri değişen sesler… Ben daha yenilerde...Devamını Oku

Tutulmamış Yasın Çayı

  Kadın telaşla mutfağa girdi. Kötü bir rüya görmüştü. Aslında rüya kötü değildi, rüyada gelmiş olan ve maalesef kalmış olan kayıp hissi kötüydü. Lisedeki aşkı gelmişti rüyasında, gözlerinin içine bakmıştı, gözbebeğinin içindeki sarılıp sarmalanmış, saklanmış aşkı açmıştı biraz. Sadece bakmıştı yüzünde gülümsemeyle. Gülümsemeyle birlikte bir şeyler söyler gibiydi ama konuşan sadece gözleri olmuştu.“Gör artık” demişti....Devamını Oku

Ceplerime ne koysam?

Banliyö trenleri boyunca bazı eskimiş ayakkabıların sahiplerinden sonsuz şükür fışkırıyordu. Trenin raylar boyu yolcuğunda en öfkeli bakışlar yeni alındığı belli, marka ayakkabılı gençlerdi. Duraklar boyu seyrettiğim onlarca çift gözden yalnızca birinde şükür, çoğunda şükürsüzlük, bir o kadarında telaş, bazısında umutsuzluk vardı. Silkelendim de “Dur!” dedim kendime… “Nereden biliyorsun dışarıda ilk ve belki son kez gördüğün...Devamını Oku

Hayal

Çocukken ne kadar çok hayal kurardım, önemini bilmeden. Oyun oynamak için yapardım aslında. Sokaktaki çocukları yanıma çağırır, hayalimde canlandırdığım oyunları oynardık onlarla. Büyük çocukların kurduğu oyunlara da katılırdık. Oyun oynamak ne kadar keyifli ve güzeldi. Büyüdükçe hayal kurduğum zamanlar azaldı. Biliyor musunuz 9-10 yaşlarındayken; babam marangozhaneden küçük küçük kesilmiş tahta parçaları getirirdi bana oyuncak diye....Devamını Oku
15 49.0138 8.38624 1 1 4000 1 https://daginikkalsin.com 300 0