theme-sticky-logo-alt

“Sevgi”nin Işığı

Gözlerini açmaya korkuyordu Sevgi. Uzun siyah saçlarını bile yorganın içine sokmuş adeta saklanırcasına yatağın içinde büzüşmüş, küçücük kalmıştı. Kahretsin, diye zihninden geçirdi. Bu köpek havlamaları giderek yakınlaşıyor, sesleri artıyordu. Hayvanları seviyordu ama her gece duyduğu bu köpek havlamaları ona yalnızlığını ve terk edilmişliğini hatırlatıyordu. Artık korktuğunda yatakta sarılabileceği kocası yoktu. Evli olduklarında da zaten son yıllarda sarılmalar giderek azalmıştı. Sadece korktuğu anlarda orda birinin olduğu hissi onu rahatlatıyordu. O da farkındaydı aslında artık aralarındaki bağın sadece bir evlilik cüzdanından ibaret olduğunu. Ancak farkında olmasına rağmen uzun yıllar o bağı koparmaya cesaret edememişti. Adamın da öyle bir niyeti olmadığı ortadaydı. Her ikisi de durumu sessizce kabullenmiş, ikisi de ilk adımı atan olmayı istememişti. Dışardan mutlu bir çift olduğunu düşünüyordu onları tanıyanlar. Tüm gerçeği sadece Sevgi’nin adını bilmediği o kadın biliyordu. Adamla baş başa geçirdikleri tüm kaçamak zamanlarda aslında adamın Sevgi’yi değil de kendisini sevdiğine öyle emindi ki bir gün bu evliliğin biteceğini bilerek diğer kadın olmayı kabul edip adamın boşanacağı günü sabırla beklemesi de bundandı ve en sonunda isteğine kavuşmuştu. Artık herkes için yeni bir yol açılmıştı.

Sevgi için ilk aylar hiç de kolay geçmemişti. Yılların alışkanlığından sonra yalnız kalmak bir yana bir de kadınlık gururu incinmiş, kendini herkesten soyutlamış içine kapanmıştı. Kalbinde derin bir acı vardı ve giderek derin bir kuyuya batar gibi daha da derine, daha da karanlığa batıyor gibiydi. Bir ışığa ihtiyacı olduğunu hissediyor ama kimden ve nerden yardım alabileceğini bilmiyordu. Bir el ona yardım etse, tutsa yukarı çekse diye içinden geçirdiği bir gün bir arkadaşı ona yaptırdığı bir seansın ne kadar iyi geldiğinden bahsetti.

“İşte, belki de bu bir işaret olabilir.”

Hemen telefon açıp o da randevu aldı. İçi içine sığmıyordu. Bir taraftan umutlanmış bir taraftan da nasıl bir şey deneyimleyeceğini bilmemenin endişesini taşıyordu. Daha iki gün vardı randevusuna ve bu günler nasıl geçecek hiçbir fikri yoktu. Kendini film seyretmeye verdi. Ne de olsa artık sezon sezon, arka arkaya izlenebilecek yüzlerce dizi vardı. Zihni uyuşturmaya iyi geldiğini daha önceden de deneyimlemişti. Evli olduğu zamanlarda da sorunlardan kaçmak için sık sık bu yönteme başvurmuştu. “Neyse canım iki gün daha aynısını yapsam hiçbir şey olmaz” diye düşündü.

Seans günü geldi çattı. Randevuya gitmeden önce uzunca bir formu doldurmuş, adeta hayatı film şeridi gibi tekrar gözünün önünden geçmişti. Formu doldururken ne gerek var bu kadar soruya demekten de kendini alamamıştı. İlk yarım saat tekrar formun üzerinden konuştular. Regresyon uzmanı bazı yerlerin altını çiziyor, yanına notlar yazıyor ve bazı kelimeleri özellikle daire içine alıyordu. Sonuçta birkaç tane temel sorun üzerinde netleşip bu ilk seansta hangisi üzerinde öncelikle çalışmak istediğine Sevgi’nin karar vermesi gerekiyordu. Hayatı boyunca hep hissettiği “değersizlik” konusu ile ilgili çalışmak istediğini söylerken bile gözleri dolmuştu Sevgi’nin. Bu onun daha ilk okula bile gitmezken hissettiği bir duyguydu. O kadar çok anısı vardı ki ona kendini değersiz hissettiren uzman sordukça o anlattı, anlattıkça uzman notlar aldı ve yine daire içine almalar, yanına yıldız koymalar devam etti. Artık bedeninde de bu hisleri hissedebiliyordu. Ne çok biriktirmişti yıllarca ve ne çok görmezden gelmişti en derin yaralarını.

Unuttuğunu zannettiği tüm çocukluk anıları teker teker karşısına geliyordu. Her travma için ayrı ayrı çalıştılar ve içindeki tüm o yaralı çocuk parçalar teker teker büyütülüp bütünleştirildiler. Çoğu çocuğun başına gelebilecek türden olaylardı ama onda bıraktıkları etki değersizlik olmuştu. Daha çözülmesi gereken konular ve belki de önceki hayatlardan bu hayata taşıdığı anılar vardı. Kim bilir belki de önceki hayat diye bir şey yoktu hepsi bu hayattı ama belli ki bir şeyler onun bilinç dışında bu şekilde izler bırakmıştı. Belki bir kitap, belki bir film ya da atalarından aktarılan kayıtlar. Sebebin ne olduğunun çok da önemi yoktu. Bilinçaltı ya da kimine göre bilinçdışı bir şekilde bazı konuları birbiriyle ilişkilendirip o şekilde kodlamıştı. Uzmanın anlattıklarından anladığı kadarıyla işte bu seanslarda da olumsuz inanç ve kayıtların onda yarattığı duygular dönüştürülecekti. Zamanda geriye gitmek, adeta bir zaman makinesine binmek gibi ya da eski zamanlarda çekilmiş bir filmi izlemek gibi bir deneyim yaşayacağını söylemişti ve öyle de olmuştu. Geçen iki saatlik sürenin sonunda tüm o geçmiş anıların tekrar gözünün önünden geçmesine rağmen kendini huzurlu ve hafiflemiş hissediyordu Sevgi. Seanstan sonra uzmanın önerdiği gibi biraz doğada vakit geçirmek ve kendisiyle baş başa kalmak için deniz kenarında kısa bir yürüyüş yaptıktan sonra arabasına binip evine gitti.

Kapıyı açıp içeri girdiğinde her zamanki gibi anahtarı aynanın önüne bırakırken birden aynada kendine bakmak isteğine karşı koymadan yüzüne baktı. Daha önce hissetmediği şekilde ne kadar güzelim diye içinden geçirdi ve gözlerinin içine bakarak kendisine “Seni seviyorum Sevgi. Sen bu dünyada teksin ve özelsin” derken gözünden akan birkaç damla yaş bu anın mutluluğundandı. İlk defa kendisine sevgi sözcükleri söylemeyi deneyimlemiş olmanın mutluluğuydu bu. Kollarıyla kendine sımsıkı sarılmak daha önce hiç aklına gelmemişti ve yine bir ilki deneyimleyip kendi omuzuna bir öpücük kondurarak kendini takdir etti. “Birine anlatsam bana gülerler.”,diye de içinden geçirmeden edemedi. Sonrasında ise “bu ancak onların ilginç bir bakış açısı olur, beni ilgilendirmez!”, diyerek kendi endişesini bir balonu patlatırcasına pof diye ortadan kaldırdı.

O gece de yine her gece olduğu gibi dışardan köpek havlamaları geliyordu. Sevgi çok güzel bir rüyanın içindeydi ve yatmadan önce ettiği duanın yanıtı rüyasında ona gelmişti. Bir ses ona “sen ışığın kendisisin, sen kendi gücünü fark et ve kendini sevmeyi öğren. Senin içindeki o yüce ruh hep ordaydı. Onun bilgeliğine güven, kalbinin sesine kulak ver.” diyordu. O an içine dolan huzur hissiyle uyandı ve tekrar uykuya dalmadan önce rüyasında gelen mesajı hemen yanı başında komodinin üzerinde duran defterine not aldı. İçinden şükür cümleleri geçirip tekrar uykuya daldı.

Önceki Yazı
Bilseydim
Sonraki Yazı
Dut Ağacı
15 49.0138 8.38624 1 1 4000 1 https://daginikkalsin.com 300 0