theme-sticky-logo-alt

Robot Gözyaşı

Bir bardakta da içilebilirliğini deneyimliyorum şarabın.

Yıldızlar ağaçların biraz üstünden yalnızlığıma şahitlik ediyor. Ben ise her şeyi bırakmış yalnızlığımın keyfini çıkarıyorum.  Biraz jazz dinler gibiyim, bir fırt sigara tellediyor, on yılda bir içtiğim şaraptan nadir yudumlar alıyorum. Yazıyorum ya yetiyor sanki. Sanki işte. Bir robot çocuk gibiyim, içimdeki fırtınayı bile anlayamayan. Kendi uğultuma kulaklarımı kapatıp yalnızca geceyi kokluyorum. Gözlerimin anlamsız bakışlarını hatırlıyorum biyometrik fotoğrafımdan hafızama kazanan. Nasıl diyorum 10 ayda bu kadar yaşlanabildim. Aynı saç toplama şekli ile, ifadesiz baktığım o fotoğraflar arası fark upuzun bir yol gibi fark açtı? Farkın açılmasındaki katkımdan bile bihaberim. Bu bir yerinde sayan, kalakalmış bir saçmalık meydan okunmasının galibi olmak gibi saçma.

Acı frenlere giden dikkatim kendiliğimin boş sarhoşluğunda boğuluyor. Henüz bir yudum aldığım şarabın alkolü ile mümkün olmayan bu uyanış içime bir boşluk daha ekliyor. “Ne anlamsız!” diye nara atıyor kan hücrelerim, senin içmeden sarhoşluğuna alışığız biz.

Kimseye anlatamam ağlayamadığımı. Ağlamaya çalışıyorum olmuyor. Yıllardır olmuyor. Gözümde birikiyor yaşlar. Şapşal diyorum mekanik bir robot gibisin nasıl ağlarsın? En fazla makine yağı damlatma kapasiten var. O da robotlar dünyasında arıza vermeye işaret.

Önceki Yazı
Zerreden Zerrin’e
Sonraki Yazı
Değersizleştirilmek
15 49.0138 8.38624 1 1 4000 1 https://daginikkalsin.com 300 0