theme-sticky-logo-alt

Dansa Davet, Şifaya Şifa

Popüler olandan çoğu zaman haberdar olmam, belki kulaktan kulağa belki sosyal medya aracılığıyla ancak… Fakat Zeytin Ağacı dizisi gerçekten de bomba gibi düştü önüme defalarca. Tabii çevremde şifacılar da çok olunca bu düşüşler çoğaldı. Ben de şifacı olarak bu konuda bir iki kelam etmek ve bir davette bulunmak isterim.
Diziyi epey beğendim. Oyuncular, oyunculuklar vs. ile ilgili eleştiriler gördüm. Ancak yorum yapmak istediğim konu aslında daha çok dizinin konusu ve konunun işleniş biçimi. Neredeyse hiç açık nokta, soru işareti, eksik yer bırakılmamış. Bir tek sistemin eğitimi verilmemiş, o kadar detaylı. Sadece çalışmanın ne olduğu değil, konuya dair çok fazla bilgi var. Genelde danışanların, hatta bu sistemlerle yeni karşılaştığım dönemlerde benim de sorduğum sorular sorulmuş dizide. Tam da olduğu gibi cevap verilmiş. Zaman geçtikçe, anlamaya çalıştıkça o alınan cevaplar da daha iyi oturuyor insanın iç dünyasında. Şifa sistemlerini merak edenlerin özellikle dizideki soruların cevaplarına dikkat etmesini öneriyorum.

Haklı tereddütlerimiz

Her sistemde kullandığımız teknikler farklı olsa da her şifa sisteminde temel aynı. Cevaplar aynı, hayata yansıma biçimi aynı. Çünkü kanallar farklı olsa da kaynak aynı. Ve ilk etapta işlerin karışması ama zamanla o havaya kalkan bütün taşların yerli yerine oturmasını işlemiş olması da hoşuma giden, başarılı bulduğum diğer detay. Danışanların veya yakınlarının zaman zaman uzmanı suçlama, hatta büyük tepkiler verme detayı da beni güldürdü biraz. Çünkü gerçekten öyle olabiliyor zaman zaman… Sabırsızlanırsak, suçlu ararsak, korkarsak, yüzleşmek yerine kaçarsak, yine yoluna girmeyecek tedirginliği yaşarsak, tam da belki şifalanması gereken nokta olan kaygı kabarıp yüzeye çıkarsa veya hala gizlediklerimiz varsa tepkisel yaklaşabiliyoruz aslında bize yardım edene. Ben de zaman zaman yapmışımdır şifacı arkadaşlarıma hatta… Ama çalışmadan sonra gelen o huzur hissi, hafifleme sonrası tüm bunlar şükran duygusuna dönüşüyor.

Velhasıl dizi aile dizimini gerçekten de tüm yönleriyle ve apaçık ele alıyor ve vurucu şekilde işliyor. Eğer ülkemizin insanını, izleyici kitlesini biraz tanıdıysam ve geçtiğimiz, geçmekte olduğumuz süreçleri gözlemlediysem diyebilirim ki başta aile dizimi olmak üzere şifa sistemlerine bir akın olacak. Aldığım duyumlara göre de aile dizimi eğitimi alanların sayısında patlama olmuş durumda. Dahil olduğum yardımlaşma ve kadın gruplarında aile dizimi uzmanı tavsiyeleri sorulmaya başlanmış bile.

Küçük bir uyarı…

İşte bu nokta beni ve şifacı arkadaşlarımı hem sevindirdi, bu ülkemizin tam da sınavı olduğu yer (aile bağları, birlik içinde birey olabilme, altıncı ve kök çakra sorunları) için bir toplu hareketi hızlandırma adımı olabileceği için hem de bir endişe duyduk her popüler olanın içinin çürütülüp özünden koparılıp şekilci bir biçimde yaygınlaşmasından; hem insanların hem sistemin bundan zarar görmesinden hem de bu kadar güçlü bir sistemin acemi olup da bir eğitim alıp hemen işe koyulanlar tarafından mesnetsiz, temelsiz şekilde ele alınıp yanlış bir şekilde tanınmasından. Hep yaptığımız o uyarıyı bu süreçte daha çok yapmamız lazım belki de… Her uzman anılana ruh, psikoloji, sağlık teslim edilmemeli, her şifacıyım diyene güvenip kendini, iç dünyanı teslim etmemeli. Evet burada yapılırsa eğer o yanlışlar da düzeltilebilir. Ancak bir sorun olduğunu fark etmek lazım ki doğru kişiye yönelebilelim.

Şifayı neden şifa yöntemlerimizle korumayalım ki…

Bir kez daha bu uyarıyı yaptıktan sonra niyetimi de paylaşmak isterim. Daha önce de yaptığımız ve etkisini çok net, somut şekilde gördüğümüz bir çalışma geldi aklıma… Niyetimizi edip gözlerimizi kapatmak… Kendimizi, ruhumuzu müziğe, akışa bırakmak ve şifanın aktığı tam o anları belki vizyonlamak. Yani neyin şifalanmasını istiyorsak o halini hayal etmek. Gerçekleşiyor gibi onu hissetmek… Ne yaptığımız önemli değil. Nasıl dans ettiğimiz, nasıl göründüğümüz, figürlerimiz, dans bilip bilmememiz hiç önemli değil. Ruhumuz, müzik, akış, enerji… Bizi zaten devindirip döndürecek, sallayıp akıtacak. Ayaklarını vurmak istiyorsan yere vur, kolların havalanmak istiyorsa uzat gökyüzüne, eğilip bükülmek, dönmek istiyorsan yap her ne geliyorsa içinden. Ve bırak aksın ellerinden o enerji. Sevgi seni de sarıp sarmalayacak ve belki yanında, karşında olduğumu, olduğumuzu bileceksin o an ve o salınımlar, titreşimlerimiz birleşip güçlenerek artıracak etkisini ve yayılacak dalga dalga. Ulaşması gerektiği yere kadar.

Dansa davet

7 Ağustos Pazar sabahı saat 10.00’da daha önce de yaptığımız gibi Elif Banu Conker’le bunu yapmaya niyet ettik. Bize katılan diğer sanatçı, yazar arkadaşlarımız, çember kardeşlerimiz katkı olmaya yine gönüllü oldu var olsunlar. Biliyoruz ki şifa, niyet toplu şekilde ya da ortak niyetle eş zamanlı yapılırsa etkisi o kadar yüksek olur. Hatta portal açılır. O yüzden tam da enerjilerin yükselip ruhsal alanların tavan yaptığı 8.8 kapısı öncesi bu hazırlık, bu korunma yerinde olacak. Bu çalışmaya içinden gelen, eşlik etmek isteyen herkesi davet ediyorum. Yer, olduğun yer. Ayakların toprağa, kuma, suya basabiliyorsa harika.

Şarkımız Nessi Gomes All Related

Şarkıyı döngüye almayı unutma ki enerji tamam bitti demeden müziğin kesilmesin. İçin tamam yetti dediğinde kapatabilirsin. Belirttiğim saatte aç müziğini, eşzamanlı salınalım; niyetimizi sözcüklere dök ya da kalbinden geçir…

“Bize ve bütüne katkı sağlayan, sağlayacak olan şifa sistemlerinin korunması ve akışında temiz bir şekilde yola devam etmesine niyet ediyorum.”

Sonra bırak kendini melodiye, ruhuna, sihirli anlara. Şifa olsun.

Görsel: @nadezhda_grapes

Önceki Yazı
Zeytin ağacı gibi olmak…
Sonraki Yazı
Sessizliğin İçinden
15 49.0138 8.38624 1 1 4000 1 https://daginikkalsin.com 300 0