theme-sticky-logo-alt

Psikolojik Sağlamlığın Temel Yapıtaşı “Esneklik”

Nasıl ki kan tahlili ile bedenimizde nelerin yetersiz, düzensiz olduğunu öğreniyorsak; öfke patlamaları, takıntılar, sık değişen duygulanım, boşlukta hissetme, sürekli mutsuzluk hali gibi belirtilerle de ruhsal durumumuz hakkında bilgi edinebiliriz.
Bir şeyi zehirli yapan onun dozudur. Takıntıların, öfke patlamaların, mutsuzluk halinin de bir dozu vardır. Bu doz da bize nerede tıkanıklık olduğunun bilgisini veriyor aslında.

Tıkanıklık olduğunu ne zaman anlıyoruz?

Hayatın artık ittire ittire gittiğini hissettiğinizde, bir şeyi yapmak için yaptığınızı ve uzun süredir böyle olduğunu fark ettiğinizde, akışta değil sürekli kaçışta olduğunuzda… Yani kısaca kendine ve hayatınıza dönüp şöyle bir baktığınızda anlıyorsunuz.
İnsan doğası gereği akışta doğar.
Akışta olmak; konforlu ve konforsuz duygularını deneyimleyebildiğin, içinden geldiğimi gibi fakat diğerinin alanına girmeden, özgürce fakat sınırlarını bilerek, değişimi kendi içinde değerlendirebilerek ve seçebilme şansının olduğunu ve kendi hayatını seçimlerinle düzenleyebildiğini fark ettiğinde hissettiğin şeydir.
Aslında akışta olmanın göbek adı da “Esneklik” oluyor.

Nedir bu bilişsel esneklik?

Yaşadığınız değişimlere uyum sağlama becerisi olarak nitelendiriliyor.
Doğduğumuzda, bulunduğumuz aile, çevre, ortam, kültür gibi birçok etken zihnimizde kalıp yargılarla tanımlamalar oluşturur.
Bu tanımlamalara maruz kaldıkça zamanla bunlar bizim düşüncelerimizmiş gibi hissetmeye ve zihinsel çerçevelerimizi oluşturmaya başlarız.
“Elin ekmek tutsun, sonra sevgili olur.”
“Ee, evleneli iki yıl olmuş, çocuk?”
“Anne, kutsaldır.”
“Kendinden büyüklere laf çevrilmez.”

Ola ki çevremizin çoğunluğu da bu “zihinsel kalıplara” uyuyorsa o zamanlar kendimizi sıkışmış, yetersiz ve dışlanmış hissetmeye başlarız.
Bu hislerle baş edemediğimizde kendi ruhumuzu hapsederiz. Böylece tıkanıklıklar başlar. Ruhsal hatalar vermeye başlarız.
Bilişsel esneklik, psikolojik sağlığımızı korumamızdaki en önemli silahtır.
Hayatımızın bir yerinde, duygularımız ile düşüncelerimiz çelişmeye başladığında yaşadığımız bu tıkanmada bilişsel esnekliği kullanabilme psikolojik sağlığımızı koruyucu etki sağlıyor.
Zorlandığınız anlarda, zihinsel kalıplarınızı düzenleyebilmek cesareti göstermek çok kıymetli.


“İnsan beyni değirmen taşı gibidir. İçine bir şey koymazsan, kendi kendini öğütür”, der İbn-i Haldun. Eğer sana kendi zihinsel çerçevelerini sorgulama imkânı sunan olaylarla karşılaştığında sıkı sıkıya tutunursan o kalıplara, ruh sağlığını feda ediyorsun.
Eğer olur da “Acaba o bakış açısında farklı olan ne, kendine katacak bir şey olabilir mi?, “Bu benim için farklı, ne öğrenebilirim?” diye yaklaşabilirsen, yani kendi hapishanenin demirlerini fark ettikten sonra o demirleri kırmaya niyet edebilirsen, işte ruhunu o zaman özgürleştiriyorsun.


İşte, bu esnek bakış açısı ve fark olanı deneyimlemeye cesaret, yaşadığın zorlukların üstesinden gelmene ve yeniliklere açık olmanı sağlıyor. Değişim korkutucudur ama denemeden de değişemezsin.

Kısacası, yol açık. Sen yeter ki yola çık!

Önceki Yazı
Terapist Pazarcılar
Sonraki Yazı
Cenk Hikayeleri/ Ödeşmeler ve Şahmeran Hikayesi Kitapları Üzerine
15 49.0138 8.38624 1 1 4000 1 https://daginikkalsin.com 300 0