theme-sticky-logo-alt

Kundalini Yoga Psikolojisi: Psikoloji ve Yoga

Temelde, çakraların sembolizmi Jung’un psişenin arketipik bir bölgesel topografyasını çıkarmasına ve bu bölgeler arasında hayali geçiş anlamında bir bireyleşme süreci anlatısı yaratmasına olanak sağlamıştır.
“Doğunun [Batiya] girişinin arkasında uzun bir geçmişi olan psikolojik bir hakikat” olduğunu belirtmiştir:

“İlk işaretler Meister Eckhart, Leibniz, Kant, Hegel, Schopenhauer ve E. von Hartmann’da görülebilir. Fakat ele aldığımız şey hiçbir surette gerçek Doğu değil, her yerde mevcut olan kolektif bilinçdışı olgusudur.”

Jung


Nitekim, Jung için Batının Doğu “keşfi”, kolektif bilinçdışı “keşfinin” mühim bir bölümünü oluşturuyordu. Jung’un psikolojik yorumlaması, Kundalini yoganın Batıda Doğudakine benzer fakat illa aynı olmayan bir biçimde kendiliğinden ortaya çıkan bir içsel deneyimin sistemleştirmesini temsil ettiği varsayımına dayanır.

Psikoloji ve Kundalini Yoga arasındaki bağa ilişkin Jung’un yorumu

Jung’un konferansları çakralara psikolojik bir yorum getirmekle meşgul olmuştur.
“Psikanalitik ve psikosentetik metotların ikisini de kişisel gelişimin yolları olarak gördüğüm için yoga ile yaptığımız mukayese bana bütünüyle makul görünüyor. Buna karşın, vurgulamam gerekir ki bu bana yalnızca bir analojiymiş gibi geliyor, zira bugünlerde çok fazla Avrupalı, Doğu düşünceleri ve metotları incelenmemiş halde Batılı zihniyetimize taşıma eğiliminde. Kanaatimce bunun ne bizlere ne de söz konusu düşüncelere bir faydası var. Çünkü Doğunun ruhundan ortaya çıkan şey bizimkinden bütünüyle farklı olan o zihniyetin kendine özgü tarihini temel almaktadır.”

Hauer ise psikoloji ve yoga ilişkisine dair yorumu şöyledir:

“Bu sorun, yani Doğunun ‘kurtuluş yolu’nun Batılı insanlar için de bir değeri olup olmadığı, eğer varsa da ne ölçüde olduğu belirsizliğini korumuş ve beni ciddi şekilde alakadar etmiştir. Batılı insanların kendi ‘kurtuluş yolları’ için yoga ile cebelleşmesi bir yanılgı hatta bir tehlike değil miydi? Neden bu insanlar, ‘kurtuluşun’ tek yolu olarak bilimsel araştırmalara, Bati tarzı felsefi düşüncelere, yaşama ve eyleme bağlı kalmadılar? Batının da kendi mistisizmi içinde yogadan daha yararlı bir içsel yolu yok muydu? Bunun için gelişmekte olan derinlik psikolojisi ve psikoterapi neden yeterli değildi? Doğudan gelen yeni bir itkiye sahiden ihtiyacımız var mıydı? Bu sorunlar C. G. Jung’un ‘Psikoloji Kulübü’ndeki konferanslardan ve inceleme seminerlerinden çıkmıştır.”

Harold Coward ise Jung’un kundalini yogayı psikolojik açıdan ele almasını değerlendirmiştir:

“Doğu düşüncesinin çok daha iyi bilindiği günümüzde, Jung’un Kundalini yogayı başının üzerine dikip ardından son iki çakrayı ‘hiçbir pratik değeri olmayan gereksiz uydurmalar’ olarak kesip attığı ip numarasının kabul edilebilir olduğu kuşkuludur. Bu nedenle Jung’un ‘Yorum’unun o zaman eristiği ve bugün hâlâ sürdürdüğü başarısı, kundaliniye dair doğru bir tasvirden ziyade bireyleşme sürecine ilişkin kendi anlayışına yönelik iç görü sunmasıdır.”

Kitap İncelemesi: Kundalini Yoga Psikolojisi

Kundalini Yoga Psikolojisi: “Yoga” ve “Tantrik Yoga”

Kundalini Yoga Psikolojisi: Yoganın Batı Eleştirileri

Önceki Yazı
Savaş Sanatı
Sonraki Yazı
Kadınları Aramak
15 49.0138 8.38624 1 1 4000 1 https://daginikkalsin.com 300 0