theme-sticky-logo-alt

Masal da Masalmış Hani!

Bütün kızlar toplandık, toplandık/ Sorduk neden yıprandık, yıprandık, yıprandık/ Biz onlardan hoşlandık, hoşlandık, hoşlandık” diye şarkı söylerken Nil, biz Pamuk Prenses’in salonunda oturmuş kısırlarımızı yiyorduk. Pelin yani, namıdiğer Pamuk Prenses, kendi gibi bembeyaz salonunda ağırlıyordu bizi. Tabi artık o bir kraliçe. Çocukları desen cüceden hallice. Neyse ki okula gittiklerinden rahattık. Her geldiğimizde söylediğimiz beylik cümleyi bu sefer söyleme sırası bendeydi. Geciktirmedim: “Ne cesaret be Pelin, sen bu kadar kalabalık bir evde nasıl başa çıkıyorsun açık renklerle, valla bravo.”

Cevap hazırdı:

“Bu teyakkuza geçmiş halim, cüceler gelmeden basıyorum düğmeye, burası bambaşka bir mekâna dönüşüyor. Halıdan koltuğa kılıf geçiriyorum her yere. Bizim evde bir ben bir çamaşır makinası hiç boş kalmaz. Ama siz rahat olun, her türlü leke çıkarıcım da var” derken uyku sersemi tabi bizim Irmak, devirdi çayı halıya. “Aman” diye de bağırdı. “Pelin abla kolonya hemen, Allah’tan şekersiz. Getir bezi sileceğim, yok bırakmam.” diye ekledi. “Bulaşık makinesi parlatıcısı var kızım, artık dert yok, siz geçin masaya tabaklarınızı doldurun. Hepsini sizin için yaptım, buyurun kızlar, hele uykudan kalktın, en çok sen yemelisin Irmak. Hem acın da var.” derken Rapunzel Raziye girdi lafa, saçlarını savura savura. “Ne acısıymış ayol. Aşk meşk mi kaldı da acısı olsun. Kız anlatsana adama kurduğun tuzakları. Bizim uyuyan güzel Irmak bir uyandı, pir uyandı. Adeta Şahlandı, coştu bendini aştı, ona oyun kuran cadı kaynanayı da yıllardır bir öpecek diye beklediği o adamın da canına okudu.”

Kırmızı başlıklı kızımız da eksik kalamadı girdi lafa. Elindeki tabakta pamuk gibi bir poğaça, teninden beyaz bezeler, pamuk prensesin dilinden tatlı revani ve nar ekşili kısırı yerken “Yine döktürmüşsün Pelin, pamuk gibi olmuş hepsi” dedi. Sonra döndü Uyuyan Güzel’e, “Tebrik ederim canım. Erkeklerin hepsi yalancı, hepsi kurt. Biliyorsun yıllarca ben de bir avcı gelsin de beni bu kurtlardan kurtarsın diye bekledim ama meğer bütün mesele ya av ya avcı olmayı seçmekmiş. Anlatsana, ne yaptın adama?” diye ısrar etti Pelin çayları tazelerken.

Uyuyan değil uyanan güzel Irmak pembe yanakları ile utana sıkıla “Aman bir şey değil canım, yeni hesap açtım üç beş tane, oynuyorum kedinin fareyle oynadığı gibi. Salak her seferinde de düşüyor. Valla yıllarıma yazık olmuş bunu adam sanıp gelecek diye beklerken. Kızlar bizim bizden başka kimsemiz yok. Hepsinin köküne kibrit suyu.” deyince Pelin atıldı “Deme öyle, benim boy boy oğullarım var. Eskinin erkekleri gibi değil onlar, ormanda yaşamıyorlar” diyerek güldürdü hepimizi. Açtık müziğin sesini, attık göbeklerimizi.

Masal bunlar, biz inandık diye yeni nesil yemez ki!

Önceki Yazı
Jane Maryam
Sonraki Yazı
Yine Kaybettin
15 49.0138 8.38624 1 1 4000 1 https://daginikkalsin.com 300 0