Sessizliğin İçinden
Sessiz, sanki bir ölüm sessizliği…
Bir yanda ağlayan yalnızlığım, kahkahalarım
Diğer yanda ne olduğunu anlamaya çalışan
Sessizlikle ne yapacağını bilemeyen ben
Sessizlik olduğunda içimde bir gürültü olur hep
Sanki sessizlik sonrası çıkacak bir fırtına gibi…
Sahi sessizlik ne zaman iyi bir şey oldu.
Gün boyu gelmeyen düşünceler gelir o anda.
Korkarak bekler içimdeki çocuk kopacak fırtınanın zamanını…
Telaşla, endişeyle bekler; o bekledikçe uzar sessizlik…
Bu umutlu bir sessizlik mi? Yoksa bilinen sessizlik mi?
Bilemez… Umutlanmak da istemez…
Bir bakar etrafına, sessizlik nerede diye…
Fark eder ki sessizlik sadece dışarıda…
İçerde bir kargaşa, konuşan sesler var.
Hangi ses ona ait, hangisi değil?
Hiç olmamış ki sessiz, sadece olduğunu düşünüp durmuş ve beklemiş.
Uzun uzun beklemiş, idam tezgâhında kafasına vurulacak darbeyi bekler gibi.
Sessizlik dışarda, ses içeride…
Şimdi ise her yer kargaşa, her yer ses…
Görsel: Nieves PB