“Kardeşlerin küstüğü, evliliklerin bittiği bir dünya” dedi. “Bırak azizim, insanlar ölüyor” dedim. Bir kap dolusu umudu hem yemek hem katık yaparak yaşayanların dünyasında umut sonrası açlıktan ölüyorlar hem de. Mor etrafında mavi ışıklar saçan pili bitmek üzere olan bir grup lamba gibidir umut fakiri dediğimiz. Bir nevi açlıktan ölenler onlar. “Ardında kaldıkları birer katil adeta....Devamını Oku
Şiddetsiz iletişimin temel adımları gözlem, duygu, ihtiyaç ve rica… Bu adımlar şiddetsiz iletişim yolunda sık sık duyduğum ve duymaya da devam edeceğim dört adım. Benim hayatımda bunları duymak, tekrarlamak ne kolay ise aksine hayatıma geçirmek, iletişim dilimin bir parçası haline getirmek o kadarda kolay değil. O yüzden de tüm bunlara geçmeden önce kıymetli iki bilgiden...Devamını Oku
Bazen içimden gelenleri, bazen şiir, bazen de öykü yazdım. Bu sıralar hayatıma katkı sağlayan, yaşamımı dönüştüren bir iletişim halinden bahsetmek istiyorum. Marshall Rosenberg tarafından ortaya atılmış ismiyle “Şiddetsiz İletişim”i paylaşmaya, hayatımdan örnekler ile yazarak anlatmaya emek vereceğim. Bir öğretici vasfıyla değil yolda olan bir yolcu olarak benim hayatımdaki yerini, nasıl hayatıma dahil ettiğimi bu süreçte...Devamını Oku
Küçük bir kızdım…Çorak sarı topraklarda koşuyordum balonların ardında.Rengârenk balonlar vardı önümde.Mutluydum koşuyordum arkadaşlarımla.Saçlarım simsiyah…Gözümün önüne düşüyordu.Mutluydum çorak topraklarımda.Evlerimden birisiydi o topraklar.Toprakla biliştim…Siyahtım, sarıydım, kırmızıydım…Hepsi bendim…İyi ki bendim…
Koşuyorum, koşuyorum, koşacağım tutun beni nefes nefese koşuyorum tutun ama koşuyorum ben küçücük gibiyim ama eksiksiz koşuyorum ama öne doğru şurdan dönersem de öne doğru koşarım, siz büyüksünüz beni tutun, tutup kaldırın havada da koşarım nefes nefese öne doğru sen beni tut koşarken koşuyorum tutmadı, koşuyorum.Sen bana bakıyorsun tut beni, tutmuyorsun. Kim tutar beni, koşuyorum....Devamını Oku
Kırk üç yıllık hayatımın yapraklarını çevirme zamanı gelmiş demek ki…Az gittim uz gittim, yüksek duvarları, maviye boyalı evin kapılarını aştım. Vara vara kuyu benzeri bir varilin başında, nefesini toplamaya çalışan ak sakallı bir dedenin yanı başındaki çocukluğuma vardım. Parlayan her taşı mücevher sanan ışığa meftun o çocuğun yanı başına. Merakından dolayı suya atlayıp bulduğunun sabun...Devamını Oku