theme-sticky-logo-alt
Öykü

Açelya biraz karışık…

Barış’ı daha önce nerede gördüğümü o an hatırladım. Bir akşam ailelerle Fenerbahçe’de bir balıkçıda yemek yerken Hande’yi almaya gelmişti. Çok uzaktan görmüştüm. Çok da bakmamıştım ailemin yanındayken. Ama yüzü o minicik anda aklıma nasıl kazınmışsa birkaç kez de rüyalarımda görmüştüm. Şimdi hatırlıyordum tabii bunu. Tam arabadan indiğimiz anda hatırlamam ve dizlerimin bağının çözülmesi ve yere...Devamını Oku

Bir Portakal Sorunsalı- Dönüşüm Başladı

“…3,2,1 şimdi oradasın” demek her seferinde çok heyecanlı geliyordu İris’e. Karşısında gözleri kapalı oturan kişinin biraz sonra nasıl bir hikayenin içine gireceğini ve her çalışmada nasıl bir durumu dönüştürmesi gerekeceğini bilmeden merakla beklediği anlar; sahneye çıkmayı bekleyen sanatçı gibi onu heyecanlandırıyordu.Bugün yine içi kıpır kıpır ve merak doluydu İris’in. İlk kez danışmanlığa gelecek olan biri...Devamını Oku

Açelya – İkinci Buluşma

Mina ile İstanbul havaalanında bir restoranda oturuyoruz. İzmir’den İstanbul’a geldik. Aktarma ile Londra’ya gideceğiz. Benden nefret eder gibi bakıyor suratıma elindeki kitabın arkasından. Babasından yani Barış’tan uzağa gidiyoruz. Yeni bir hayat kurmaya. Hayatımın geldiği yerde sıra yüksek lisans eğitimi için Londra’da. Barış bizimle gelmemeyi tercih etti. Çünkü âşık oldu. 15 yıl önce bana olduğu gibi....Devamını Oku

Tomris Uyar Birinci Öykü Yarışması

  “Belki içe kapanık, duyarlı bir kadın olduğu için kendi dünyası yetiyor ona.”   “Bir şeylerden kurtuluyorum galiba. Kabuklardan. Alışkanlıklarımdan.” Yazdığı şiirler kadar aşıkları tarafından kendisine atfedilen şiirlerle de anılan Tomris Uyar’ı “yeni nesile tanıtmak, eserlerini gündem yapmak ve okunup tartışılmasını sağlamak” amacıyla Yazı-Yorum Edebiyat Dergisi ve Yeni İnsan Yayınevi tarafından öykü yarışması düzenlenmiştir. Mum...Devamını Oku

Günlerden Cuma

Günlerden Cuma’ydı. Kendine akşamdan söz vermişti Derin. Sabah ilk alarmla uyanacak ve rutinleri ile buluşacaktı yeniden. Yoga pratiği yapacak, yapmak isteyip bahanelerle yapmadığı resme başlayacak ve yazı yazacaktı. Sabah alarmları kapatıp yattı ve beklediğinden çok daha geç bir saatte kendiliğinden uyandığında içinde bir suçluluk vardı. Suçluluk hissi şöyle diyordu: “Kalkamadın, yine hiçbir şey yapmadığın bir...Devamını Oku

Beklenen

  Elinde kahve dolu bir kupa ile pencere kenarına geldi. Burnunu cama yapıştırınca ancak sokağın başını görebiliyordu. Bugün bu pencere önünden hiç ayrılmasa dahi onun gelişini beklemeye hazırdı. İçeride neredeyse bütün evi kaplayan bir kahve kokusuna bir keman eşlik ediyordu. Bir cümle geldi aklına:  “Üst kattan gelen keman sesine kulak verdi.” o küçük evde yaşarken...Devamını Oku

Açelya

2004 yılının Eylül ayıydı ve benim için üniversitenin ilk günüydü. Bütün gece uyuyamamıştım heyecandan. Yine aile evindeyim, liseden hiçbir farkı yok. Başka bir şehre gitmeyenlerdenim. Sabah uyanacağım, babam beni otobüs durağına bırakacak. Otobüsle okula kendim gideceğim en azından. Bu durum farklı lise yıllarından. Otobüse bindim. Kalbim küt küt ederken otobüsün virajlı yollarda savrulmasıyla midemden garip...Devamını Oku

Bir Portakal Sorunsalı

  “Portakalı soydum, başucuma koydum, ben bir yalan uydurdum. Duma duma dum…” Bu tekerlemeyi bu topraklarda yaşayan neredeyse herkes bilir. Zümrüt de biliyordu elbette ama her duyduğunda içinde bir tiksinti, bir mide bulantısı hissediyordu. Sebebini bilmiyordu ama; “33 yıl bu duyguyla yaşayabildiğime göre bundan sonra da yaşarım”, diye karar vermiş, konuyu kapatmıştı. Zümrüt özel bir...Devamını Oku

Nisyan

  Hayatın manasızlığı üzerine düşünürken buldum onu. Gitmek ile kalmak arasında bir yerlerde idi. Bilinmez olana duyduğumuz korku ile bir türlü anlamlandıramadığımız o kavuşmak arzusu nedir? diye sordu. Neden dünyaya geliyoruz, neden bu hengame ve sonra neden o bedensel yok oluş? Dünyadan yürüyüp geçmek neden? Bu harcanmış ömürler niye? Öyle manasız gelen anlar, yemek yemek,...Devamını Oku

Dereotlu far

Kadın odaya girer girmez çantasını yatağın üzerine fırlattı. Oda havasız ve karanlıktı. Ruh hali de böyleydi. Biri ruhunun üzerine kapıyı, pencereyi, perdeyi kapatmış, onu kör kuyularda ışıksız bırakmıştı sanki. Biri mi? Yok, yok biri değil. Bunu yapsa yapsa kendi kendine yapardı. Başkasının eline kolay kolay ruhunu öylece bırakacak biri değildi. Tüm bunları odanın kapısından siyah...Devamını Oku

“Sevgi”nin Işığı

Gözlerini açmaya korkuyordu Sevgi. Uzun siyah saçlarını bile yorganın içine sokmuş adeta saklanırcasına yatağın içinde büzüşmüş, küçücük kalmıştı. Kahretsin, diye zihninden geçirdi. Bu köpek havlamaları giderek yakınlaşıyor, sesleri artıyordu. Hayvanları seviyordu ama her gece duyduğu bu köpek havlamaları ona yalnızlığını ve terk edilmişliğini hatırlatıyordu. Artık korktuğunda yatakta sarılabileceği kocası yoktu. Evli olduklarında da zaten son...Devamını Oku
15 49.0138 8.38624 1 1 4000 1 https://daginikkalsin.com 300 0