Elleri Haziran, yüzü Eylül, umudu bir Kasım ikindisiydi… Ve kalbinde yağ sürülmemiş kapıların melankolik gıcırtısı… İhtimal o ki, sussa şiir, konuşsa Bir mevsim dönümü olacaktı gözleri, Sustu; Ulandı başlanmamış bir hikâyenin Giriş cümlesine, alabildiğine…
Rüzgârın kızıllığında savrulurken gökyüzünün maviliğine, içine siyahları saran bir adam uzaklara kanat çırpan ufuğu sırtına dolamış geliyordu. Gözlerinden akan rüzgâr kızıla çalmıştı solgun gözlerini. Bir avuntunun peşinden gelmişti belli ki, akıyordu umarsızca sokaklara… Yüzündeki matemi okuyordum, varlıkla yokluk arasında gidip gelen bir yaşamı vardı. Günlerden birinde o çok sevdiği umut terk etmişti onu. Mutluluk gözyaşları...Devamını Oku
Kırılganlığımı belli etmemek için verdiğim çabalarım,Ah ne de kaçmışım kendimden, başkalarından saklanıyorum sanırken.Nasıl da görmemişim kendimi…Ağladığım anlarımı saklamış,Öfkemi, kızgınlığımı küçümsemiş,Utanma halimden utanmışım.Sanki onları hissetmiyor gibi,Sanki benim öyle duygularım yokmuş gibi…Oysaki hep oradalardı.Kanlı, canlı yaşıyorlardı.Ben onları görmezken, görünür olmayıBen onları duymazken, duyulmayı ne de çok bekledim.Ne de çok beklemişim dışarıdan görülmeyi, duyulmayı…Ah canım kırılganlığım,Kalbim acıyor zaman...Devamını Oku
Sessiz, sanki bir ölüm sessizliği…Bir yanda ağlayan yalnızlığım, kahkahalarımDiğer yanda ne olduğunu anlamaya çalışanSessizlikle ne yapacağını bilemeyen benSessizlik olduğunda içimde bir gürültü olur hepSanki sessizlik sonrası çıkacak bir fırtına gibi…Sahi sessizlik ne zaman iyi bir şey oldu.Gün boyu gelmeyen düşünceler gelir o anda.Korkarak bekler içimdeki çocuk kopacak fırtınanın zamanını…Telaşla, endişeyle bekler; o bekledikçe uzar sessizlik…Bu...Devamını Oku
İçimdeki MeryemSana sesleniyorumDuy beni, mutlu olKimsesiz çocuğunun babasını buldumMutlu ol artıkGül, kahkaha atO buruk kalbine güzel bir aşk buldumBabasız çocukların anasıSen MeryemGül, kahkaha at artıkHazin aşkına bir adam buldumİçindeki Lilith’e söyleOna değer verecek bir adam buldumÖldürmesin insanların çocuklarını artıkKendi şeytan çocuklarıyla mutlu mesut yaşasınMeryem söyle ona Havva’yla Âdem’i affetsin artıkÂdem göçüp gitti Havva kaldı geriyeHavva...Devamını Oku
Ne düşünüyorum? Ne istiyorum?Hangisi gerçekten benim istediğim?Hissediyor muyum bedenimiKayboluyorum düşüncelerimdeKayboluyorum duygularımda…Durup kalıyorum hareketsizHissizim, duygusuzum sankiİnsan bilmez mi ne istediğiniBilmiyorum.Kayboluyorum düşüncelerimde,Kayboluyorum duygularımda…Hissettiklerim, düşüncelerimGerçekten benim miydi?Kayboluyorum düşüncelerimde,Kayboluyorum duygularımda… Illustration: Phil Hackett/Observer
Dur kara kedili cadı, durSimsiyah gözlerini çevirdi, cadıHayır, dedi, duramam artıkDuramam bu aşkın verdiği güçleİlerledi cadı onu almaya gelenleri umursamadanUyan, dedi, uyan askerler kapıdaSevdiği adam yerde yatanSimsiyah gözlü cadı okudu bildikleriniAşka susamış cadı unuttu bildikleriniEllerine baktı ovuşturduAbrakadabradan daha fazlasıydı cadıSimya da içindeydi kimya daCadı ise yanan elleriyle simyayı seçtiAh güzel abanoz gözlümUyanmayacak sevdiğin adamBak geldi...Devamını Oku
Ben bilmem pek pes etmeyiAma iyi bilirim sevmek işiniHele de vazgeçişiKendimden öyle bir vazgeçerim ki şaşarsınKimseden değil ilk kendimden vazgeçerimRüzgâr emrimde, alır götürür heveslerimi.Savurur dağların yamaçlarınaTomurcuklanır birer birer gizli saklı düşlerBahar gelir çiçekler açarYeşerir bazen umutlarDağlar ister canımızKimselerin görüp duymadığıDinginliğin zirvesindeAlır götürür beni ruhumGeçmişin gölgesinden geleceğin aydınlığına açılan kapının deliğineAnahtar deliğinden görünen o küçük manzarayla...Devamını Oku
Hazin bir yerdeyimEtrafım siyahNefes aldıkça içime dolan o siyahİnsan siyahı sever mi?Siyahlığa dokundum etraf sarardıGözlerim kamaştı“Ne güzelsin!” dedimNe sıcak ne sevgi doluBaşında tacıyla geldi tanrıçaTanışalım seninle, dediUsulca sokuldu bedenimIsis, dedim, sen misinSarıldı “üzülme ey yavrum”Kalbine dokundu yumruğumSokuldum daha daSaçlarımda fırtınaSarardı etraf gözlerim kamaştıVeda ettim Isis’ime, güzel mabedimeYüzüyorum şimdi sarıların içindeKehribar ve incilerimle
Çok özlüyorum sarı tarlalarıOrtasında dönüp dans ettiğimSiyah saçlarıma buğdayların takıldığı tarlalarıBabama koşuyorum kocaman kollarında kaybolmak içinKocaman sarılıp “bırakmam seni kızım” diyorSıcak güneş yüzüme vururken bakıyorum onaYüzünde sıcak gülümsemesi güneş oluyor banaKucağına alıp küçük evimize götürüyorBaba diyorum içimden ya sen ölünce n’apacağımÖlümün korkusu düşüyor içimeKoşup anneme sarılıyorum gözüme siyah saçlarım takılırkenSıcacık o daBu sıcacıklık öyle tatlı...Devamını Oku
Yüce kadın açtı ellerini semaya“Affet beni” dedi, affetAğladı içineGözyaşları içine aktıKimse görmediKendi bile görmedi bazenAğladı kadın sessizceBelki tanrı onu affeder, sarıp sarmalar diyeSeslendi ona tanrı, “ağlama yüce kadın” dedi“Sen benim içinsin benim yanımda değerlisin”Gülümsedi yüce kadın sevginin eli dokundu kalbineKızına baktı, kendine baktıYine ağladı yüce kadın, kim dedi, kim sevebilirdi benim kadarAğlama yüce kadın seni...Devamını Oku
Beş kadınToplandık, önce sarıldık, kocaman sarıldık.Bu hayata, özlemlerimize sarıldık, birbirimize sarıldık.Ne olduğunu bilmediğimiz, bildiğimiz hallerimize sarıldık.Sonra şaşırdık, ne kadar sevdiğimizi birbirimizi görmeden, bu kadar içten sarılmalarımıza şaşırdık.Oturduk kahve içtik, yemek yedik, konuştuk hallerimizi, içlerimizdeki hayatları paylaştık.Her birimizin içindeki hayatta canlılığını, hüznünü gördük. Sarıldık yeniden, kocaman sarıldık.Her birimiz biricikliği ile oradaydı.Doğanın güzelliği içinde öz hallerimizle yargılanmamak,...Devamını Oku
Sarı yılanlarla dansıma başladımYüzyıllar sonra döndüm onlarlaÖzlemle, müzikle döndümSardılar etrafımı büyük bir heyecanlaDönüyorum sarı yılanlarla özüme, banaDönüp duruyorum etrafımdaRüzgâr tenimde, saçlarımdaSapsarı toprakları özlüyorumIlık rüzgârı tenimi okşayanSaçlarımdaki esintiyi çok özlüyorumRuhum sarıları istiyor, sarıyı özlüyorEy ruhum kıvranma artıkSarsma bedenimiAkıtma sıcak nefesimle gözlerimi