theme-sticky-logo-alt
deneme

Neyi Kontrol Edebildin?

Hayat kendi bildiği gibi, kendi olduğu gibi devam ederken bu esnada ona yirmi sekiz yıldır şahit olan ben, -bakışımla, davranışımla, kelimelerimle, hislerimle, yaşantımla hatta yapabilsem elim kolumla onu tutup kontrol etme içgüdüsüyle dolup taşıyor- bu akışa büyük bir kontrol direnci ile günlerimi geçiriyordum. Bir şeylerin benim bildiğim ya da istediğim, güvenli bulduğum yönden başka bir...Devamını Oku

Covitizm…

Şehre yağmur yağdığı vakit, önce yüzünü iki avucunun arasına koyar, derin bir “ahh!” çekerdi. Sonra yapabileceklerinin en iyisini yapar, çay koyardı ve kendine “hadi yeniden” derdi, “yeniden geleceğine inan güzel günlerin”. Hiçbir kış sonsuza dek sürmez. Ve virüsle imtihanda bu üçüncü kış… İlk günler… Bugün günlerden pazartesi, Nisan ayının tam ortası ve ben 27 gün...Devamını Oku

İçimdeki Küçük Kıza…

İçimdeki o incinmiş, kırılmış, hırpalanmış küçük kız. Bugün sana seslenmek istiyorum. Sen benim içimde, en derinlerde, kimsenin bilmediği, görmediği bir yerde saklısın. Bazen ben bile unutuyorum senin varlığını. Son zamanlarda kızımın okulda yaşadıkları bana seni hatırlattı, onun yüzünde seni gördüm. Bugün de o en kırılgan halinle çıktın yine karşıma. Seni ne çok sevdiğimi bir kez...Devamını Oku

Alışkanlık Kıran Poğaça

Kadın mutfağa girdi. Bu sefer değişik bir şey denemek istiyordu. Alışkanlıkların köreltici tarafı olduğunu düşünürdü. En yakın arkadaşı ise alışkanlıkların hayatı kolaylaştırdığını söylüyordu. Oysa kadın otomatik davranışların düşünme hızını düşürdüğünü, büyük bir farkındalıksızlık yarattığını söyleyerek tırnaklarını çıkarıyordu her seferinde. Gelişmek otomatik olarak olmazdı, emek isterdi. Kadın önce kendini sakinleştirdi. Tırnaklarından akan sinirle hamur yoğurmak istemiyordu....Devamını Oku

Ölmüşlerinin ruhuna değsin…

Kadın mutfağa girdi. Kendine bir çay hazırlığı yapmaya başladı. Bugün kendine çalışacaktı. Ne yapacağını bilmiyordu ama önce bir çay gelmek iyi gelecekti. Hava tam çay havasıydı çünkü. Kapalı, ara ara yağmurlu. Yağmur kesildiğinde biraz güneş çıksa gökkuşağını bulmak için pencereye koşuyordu kadın alışkanlık olarak. Bugün de öyle olabilirdi. Telefonuna bir mesaj geldi, bakmadı. Muhtemelen bugün...Devamını Oku

Yolculuk

Sessizce beni sana anlatıyorum. Her halimi gör, her derdimi bil, her sözümü işit istediğim zamanlar… Uzaktasın, yakındasın, yanı başımdasın, çok uzaktasın, yanımdasın ama uzaktasın, uzakta olsan da yan yanayız… Hallerden hale geçiyoruz. Bir gün yürüyoruz çölleri geçiyoruz, ellerimizde asalar yolları arşınlıyoruz. Sen rehbersin ben talip… Gün geliyor bir bahar akşamında yayılmışız çimenler üstüne gülüşüyoruz oradan...Devamını Oku

Yine Kaybettin

Susuz kalınca çatlayan toprak misali, ruhta çatlayıveriyor tam orta yerinden. Bu şanslıysan ilk seçenek.Kimininki cam gibi un ufak oluyor. İşte o zaman yandı gülüm keten helva…Gözünden dökülen yaşlar gecikmiş olacak ki; cam çamur değil suyla birleştiremesin, bir-leş-ti-re-mez-sin!“Ruh hastası” olur adın. Sanki bunu tek başına yaptın. Parmak izlerini ancak özel dedektifler bulur bunu yapanların çoğunun.Zira insan...Devamını Oku

Bilememek

Diyarbakır’da doğmuş bu iri yarı, güzel olacak bu güzelliğini, üstünde yanında önünde arkasında taşımış, gezdirmiş, sürüklemiş, liseyi ve meslek kursunu tamamlamış gözü karalığını umursamazlık ve aptallığıyla harmanlamış, ustaca saklamış, güzelliğiyle süslemiş, güldürmek isteyeceğiniz kadar güzel gülerek 20 olmuş, 30 olmuş istemeye istemeye, 40 olmuş, anne olmuş, memur olmuş, memurluğunda güzelliği ve gülüşüyle bilgisizliğini, bilmezliğini, 20...Devamını Oku

Öz-Hakiki

“Olmaz olsun”, dedi senin sevdan. “Olmaz olsun. Bana yalan söyledin hadi beni siktir et kendini kandırdın”, dedi Leyla. Adımları yalpalıyordu, kırılmıştı sol ayakkabısın topuğu. Onca hakareti edeceğine yemin edip çıkmıştı dışarı. 8 cm daha yukarıdan kükremekti amacı. Tüm bağırmaları bittiğinde boyu da sanki içi gibi inmişti. Yağmurun ıslattığı sokaklarda yıkanmak için attı ayakkabıları bir çöp...Devamını Oku

Ceplerime ne koysam?

Banliyö trenleri boyunca bazı eskimiş ayakkabıların sahiplerinden sonsuz şükür fışkırıyordu. Trenin raylar boyu yolcuğunda en öfkeli bakışlar yeni alındığı belli, marka ayakkabılı gençlerdi. Duraklar boyu seyrettiğim onlarca çift gözden yalnızca birinde şükür, çoğunda şükürsüzlük, bir o kadarında telaş, bazısında umutsuzluk vardı. Silkelendim de “Dur!” dedim kendime… “Nereden biliyorsun dışarıda ilk ve belki son kez gördüğün...Devamını Oku

Kime Niyet Kime Kısmet

Akşam saatlerinde geldikleri otelin çevresi öyle beyazdı ki sanki bir süre hiç kullanılmayacak bir evin tüm mobilyalarının üzerini örter gibi kocaman beyaz bir örtü ile her şeyin üzeri örtülmüştü.Arabadan indiklerinde burunlarından çıkan nefesin buharı karanlığın içinde bile fark ediliyordu. Üçü de gördükleri manzara ile öyle büyülenmişti ki soğuğu düşünmeden bir süre öyle bakakaldılar. Beyazın saflığı,...Devamını Oku

Günlerden Cuma- Yolun Kendisi

  Bu kadar bilinmezliğin ortasında tek bildiği yolda olmaktan ve o yolda kendini bulmaktan keyif aldığıydı. Evet, korkuları vardı ve bunlar hayata, yaşama dairdi. Korkuları olmadan yaşamın da olmayacağının farkındaydı. Bu kadar düşünce içinde, eline en sevdiği kalemini ve defterini alıp yazmaya başladı. Korkularını, endişesini yazdı, küçük Derin’i yazdı. Uzun uzun yazmak netleştirdi aklındakilerini… Şöyle...Devamını Oku
15 49.0138 8.38624 1 1 4000 1 https://daginikkalsin.com 300 0