theme-sticky-logo-alt
Deneme

Değersizleştirilmek

İçimizdeki değersiz hissedişimizin dışa yansıması mı? Bunu hem milletçe hem de bireysel olarak yaşadığımız bir coğrafyadayız. Kendimizi ifade edemiyoruz. Soru sormayı unuttuk. Kişiliksizleştirildik ve bunu gönüllü yapar hale geldik Koyunların uçuruma doğru sürüyle koşarak gitmesine benziyor halimiz, çıkamadık sürü psikolojisinden. Tam burada neler oluyor diye sormak geliyor ama içerdeki katı inanç sistemleri dikiliyor önümüze göz...Devamını Oku

Robot Gözyaşı

Bir bardakta da içilebilirliğini deneyimliyorum şarabın. Yıldızlar ağaçların biraz üstünden yalnızlığıma şahitlik ediyor. Ben ise her şeyi bırakmış yalnızlığımın keyfini çıkarıyorum.  Biraz jazz dinler gibiyim, bir fırt sigara tellediyor, on yılda bir içtiğim şaraptan nadir yudumlar alıyorum. Yazıyorum ya yetiyor sanki. Sanki işte. Bir robot çocuk gibiyim, içimdeki fırtınayı bile anlayamayan. Kendi uğultuma kulaklarımı kapatıp...Devamını Oku

“Başka Çıkış Yolumuz Yok”

Yapraklar gibi savruluyoruz bugünlerde… Hepimiz kötücül insanların yaptıklarını gördükçe, izledikçe, şahit oldukça, umutsuzluğa, çaresizliğe, karamsarlığa, boşluğa ve anlamsızlığa yol alıyoruz ne yazık ki… Oysa insanoğlu içinde sevgi ve merhamet duygusuyla doğar dünyaya… Bugünlerde Hobbes’un o meşhur sözünü –“İnsan, insanın kurdudur”- Sartre’ın “İnsan, diğer insanın cehennemidir” ini düşünüyorum. Bu dünyada güçlü olan kazanır ezberini ve dahi...Devamını Oku

Neyi Kontrol Edebildin?

Hayat kendi bildiği gibi, kendi olduğu gibi devam ederken bu esnada ona yirmi sekiz yıldır şahit olan ben, -bakışımla, davranışımla, kelimelerimle, hislerimle, yaşantımla hatta yapabilsem elim kolumla onu tutup kontrol etme içgüdüsüyle dolup taşıyor- bu akışa büyük bir kontrol direnci ile günlerimi geçiriyordum. Bir şeylerin benim bildiğim ya da istediğim, güvenli bulduğum yönden başka bir...Devamını Oku

Ölmüşlerinin ruhuna değsin…

Kadın mutfağa girdi. Kendine bir çay hazırlığı yapmaya başladı. Bugün kendine çalışacaktı. Ne yapacağını bilmiyordu ama önce bir çay gelmek iyi gelecekti. Hava tam çay havasıydı çünkü. Kapalı, ara ara yağmurlu. Yağmur kesildiğinde biraz güneş çıksa gökkuşağını bulmak için pencereye koşuyordu kadın alışkanlık olarak. Bugün de öyle olabilirdi. Telefonuna bir mesaj geldi, bakmadı. Muhtemelen bugün...Devamını Oku

Nah Tatlısı

Bencil dedi ki; ya hepsi benim ve hiçbiri sizin…Payına hiçbiri düşen koca bir nah yemişti. Baya tok kalktı masadan. Domates, peynir, ekmek ve üstüne nah tatlısı.Nah yemenin, nah çekenden farkı kronik kabızlık… Tuvaletten yüzde doksan dokuz eli boş dönmelere alışan bir anüs sahibi oluyor insan.Kaç kere söz veriyor kendine şekersiz tatlı yiyeceğine dair. Her seferinde...Devamını Oku

Yine Kaybettin

Susuz kalınca çatlayan toprak misali, ruhta çatlayıveriyor tam orta yerinden. Bu şanslıysan ilk seçenek.Kimininki cam gibi un ufak oluyor. İşte o zaman yandı gülüm keten helva…Gözünden dökülen yaşlar gecikmiş olacak ki; cam çamur değil suyla birleştiremezsin, bir-leş-ti-re-mez-sin!Ruh hastası olur adın. Sanki bunu tek başına yaptın. Parmak izlerini ancak özel dedektifler bulur bunu yapanların çoğunun.Zira insan...Devamını Oku

Terapist Pazarcılar

Kadın mutfağa girdi, kapının arkasındaki bez torbalara uzandı, birkaç tanesini iç içe koydu ve mutfaktan çıktı.Bugün pazar günü, yani semt pazarı kuruluyor. Rengarenk, sıra sıra tezgahlarıyla mizahın beline vuran pazarcıların sahneye çıktığı gün.Kadının yedi günlük bir haftada istisnasız her hafta mutlu olduğu ve tek geçtiği gün bu, çünkü bugün terapi günü. Bu bir semt pazarı...Devamını Oku

İçimdeki Çocuk

Derine, o kadar derine gömmüşüm ki ilk orada olduğunu fark ettiğimde sinirli, kızgın ve şüpheliydi içimdeki çocuk.Korkuyordu benden. Evet, evet en çok da korku vardı gözlerinde… Orada o kadar uzun zaman kalmış ve beni beklemişti. Geldiğime, orada olduğuma inanamıyordu. Gözlerindeki korkunun yanına cesaret, hüznünün yanına da şefkat eklemek için çabaladım, çabalıyorum. Yenilerde öğrenmiştim cesaret korkusuz,...Devamını Oku

Kurşun Koleksiyoncusu

Bana attığın kurşunları biriktiriyorum. Yılların kurşun zenginiyim ben zira. Öyle ki ortamda yokken kahve kokusu gelir burnuma.  Onca ağır metalle sarılmış kalp odalarımdayım oysa. “Gamlanma” çalıyor fonda. Şarkının sonunda kalkıp ayağa, açıp kollarımı dönüyorum bir semazen edasıyla. Ben buyum, kurşunu atan değil, toplayan; işine gelirse. Kavanozları üst üste koyar gibi, çamaşır katlar gibi, çakışan dersleri...Devamını Oku

Yolculuk

Sessizce beni sana anlatıyorum. Her halimi gör, her derdimi bil, her sözümü işit istediğim zamanlar… Uzaktasın, yakındasın, yanı başımdasın, çok uzaktasın, yanımdasın ama uzaktasın, uzakta olsan da yan yanayız… Hallerden hale geçiyoruz. Bir gün yürüyoruz çölleri geçiyoruz, ellerimizde asalar yolları arşınlıyoruz. Sen rehbersin ben talip… Gün geliyor bir bahar akşamında yayılmışız çimenler üstüne gülüşüyoruz oradan...Devamını Oku

Yine Kaybettin

Susuz kalınca çatlayan toprak misali, ruhta çatlayıveriyor tam orta yerinden. Bu şanslıysan ilk seçenek.Kimininki cam gibi un ufak oluyor. İşte o zaman yandı gülüm keten helva…Gözünden dökülen yaşlar gecikmiş olacak ki; cam çamur değil suyla birleştiremesin, bir-leş-ti-re-mez-sin!“Ruh hastası” olur adın. Sanki bunu tek başına yaptın. Parmak izlerini ancak özel dedektifler bulur bunu yapanların çoğunun.Zira insan...Devamını Oku

Bilememek

Diyarbakır’da doğmuş bu iri yarı, güzel olacak bu güzelliğini, üstünde yanında önünde arkasında taşımış, gezdirmiş, sürüklemiş, liseyi ve meslek kursunu tamamlamış gözü karalığını umursamazlık ve aptallığıyla harmanlamış, ustaca saklamış, güzelliğiyle süslemiş, güldürmek isteyeceğiniz kadar güzel gülerek 20 olmuş, 30 olmuş istemeye istemeye, 40 olmuş, anne olmuş, memur olmuş, memurluğunda güzelliği ve gülüşüyle bilgisizliğini, bilmezliğini, 20...Devamını Oku

Öz-Hakiki

“Olmaz olsun”, dedi senin sevdan. “Olmaz olsun. Bana yalan söyledin hadi beni siktir et kendini kandırdın”, dedi Leyla. Adımları yalpalıyordu, kırılmıştı sol ayakkabısın topuğu. Onca hakareti edeceğine yemin edip çıkmıştı dışarı. 8 cm daha yukarıdan kükremekti amacı. Tüm bağırmaları bittiğinde boyu da sanki içi gibi inmişti. Yağmurun ıslattığı sokaklarda yıkanmak için attı ayakkabıları bir çöp...Devamını Oku

Simli Bir Dünya

Bahar… Aslında kelime anlamının her insanda aynı hissi uyandırdığına eminim. Herkesin midesinde anlam veremediği bir karıncalanma oluşur. Gereksiz umut kaplar mesela hüzünlü ve karamsar insanları. Ya da yüzeysel ruhları daha fazla yüzeyselleştirir. Ne acayip bir döngüdür bu bahar diye adlandırdığımız umut ışığı. Derken bir kadın çarptı gözüme. Uzun siyah saçları sadeleşmiş hayatının yüzündeki yansımasını kaplarcasına...Devamını Oku
15 49.0138 8.38624 1 1 4000 1 https://daginikkalsin.com 300 0