theme-sticky-logo-alt
Öykü

Sevgili’ye Sevgilerimle

Rüzgârın kızıllığında savrulurken gökyüzünün maviliğine, içine siyahları saran bir adam uzaklara kanat çırpan ufuğu sırtına dolamış geliyordu. Gözlerinden akan rüzgâr kızıla çalmıştı solgun gözlerini. Bir avuntunun peşinden gelmişti belli ki, akıyordu umarsızca sokaklara… Yüzündeki matemi okuyordum, varlıkla yokluk arasında gidip gelen bir yaşamı vardı. Günlerden birinde o çok sevdiği umut terk etmişti onu. Mutluluk gözyaşları...Devamını Oku

Alışkanlık Kıran Poğaça

Kadın mutfağa girdi. Bu sefer değişik bir şey denemek istiyordu. Alışkanlıkların köreltici tarafı olduğunu düşünürdü. En yakın arkadaşı ise alışkanlıkların hayatı kolaylaştırdığını söylüyordu. Oysa kadın otomatik davranışların düşünme hızını düşürdüğünü, büyük bir farkındalıksızlık yarattığını söyleyerek tırnaklarını çıkarıyordu her seferinde. Gelişmek otomatik olarak olmazdı, emek isterdi. Kadın önce kendini sakinleştirdi. Tırnaklarından akan sinirle hamur yoğurmak istemiyordu....Devamını Oku

Un Helvası

Güneşli bir gündü. Gün güneşle gelmişti, dünün tüm kara bulutları dağılmış, etrafı bir bahar havası almıştı.Kadın böyle günlerde kendini daha bir şefkatli, daha bir mutlu ve huzurlu hissederdi. Güneş ona atalarını getiren bir uzay aracıydı onun için sanki. Güneşli günlerde hücrelerindeki enerjiyi hissederdi. Bu enerji ona hareket ve güçlü olmayı getirirdi ve o günlerde her...Devamını Oku

Makyaj Bağımlılığı

“Bağımlılık, zevke neden olan madde veya davranışların artan miktarlarda tekrarlanmasıyla oluşan biyopsikososyal bir bozukluktur. Bağımlılık kavramı, psikolojide ve politikada farklı tanımlanır. Tıptaki bağımlılık genellikle ‘toksik madde’ olarak nitelendirilen kimyasal maddelerin istismarı için kullanılır.” İnternete “bağımlılık” yazıp sadece bir göz atmak istemişti. Karşısına çıkan bu ilk açıklamada dikkatini çeken; “artan miktarlarda tekrarlanmasıyla” kısmına odaklanarak ekrana bir...Devamını Oku

Çalı Fasulyesi

Sevdiğinin yanında sevilmeden yaşamıştı.Kadın mutfağa girdi, bu içine gelen cümle içinde yankılanıp duruyordu. Sabah telefonunu temizlerken babaannesinin fotoğrafına rastlamıştı. Bir gençlik fotoğrafının büyütülmüş haliydi. Yetişkin bedende gördüğü gözlerde hüzün ve terk vardı. Kocasını çok sevmiş, son nefesine kadar ismini sayıklamıştı, ama kocasının gönlü başka bir kadına kaymış, hayatını ve erkekliğini onunla yaşamıştı.Kadın dolabın kapağını açtı,...Devamını Oku

Masal da Masalmış Hani!

“Bütün kızlar toplandık, toplandık/ Sorduk neden yıprandık, yıprandık, yıprandık/ Biz onlardan hoşlandık, hoşlandık, hoşlandık” diye şarkı söylerken Nil, biz Pamuk Prenses’in salonunda oturmuş kısırlarımızı yiyorduk. Pelin yani, namıdiğer Pamuk Prenses, kendi gibi bembeyaz salonunda ağırlıyordu bizi. Tabi artık o bir kraliçe. Çocukları desen cüceden hallice. Neyse ki okula gittiklerinden rahattık. Her geldiğimizde söylediğimiz beylik cümleyi...Devamını Oku

Dibin Sosu

Çıtır, çıtır, çıtır…Ağızda çıtırdamanın sesi ne kadar iyi geliyordu kulaklarına. Kadın bir cips daha attı ağzına. Paketli yiyecekler artık kaçınılmazdı market raflarında gördükçe… Sınır koymak zor, sınırı aşmak kolaydı.Kadın mutfakta dört dönüyor, karnındaki yumruk yemiş gibi halini bırakamıyordu bir türlü. Duygusal atak dedikleri buydu galiba… Duygularını kusmak mı, yemek mi, neden her şey beden üzerinden...Devamını Oku

Kerevize Mandalina Yakışır

Kadın elindeki bez torba ile mutfağa daldı. Yıllardır bez torba kullanırdı. Poşetler ona bu dünyadan değilmiş gibi gelir hep, bir ruhsuzluk vardı naylonda, naylonun özü yoktu sanki. Halbuki bez torbayı yıkayabilirdin, lekeleyebilirdin, kırıştırabilirdin… Her seferinde farklı bir deneyim verirdi bez torbasına. Bu sefer bez torbası iki tane kereviz taşımıştı. Tazecik yeşil yapraklarıyla ağır iki tane...Devamını Oku

Türk Kahvesinin Hatırı

Duvardaki raftan bir fincan aldı. Standart kahve fincanından büyük, filtre kahve kupasından küçük, orta boy desen, değil bir fincan. İçine su koydu kahve suyu ölçüsü olarak. Cezveye boşalttı. Türk kahvesi kavanozundan iki tatlı kaşığı kahve ekledi ve ocağa koydu. Kısık ateşte tabii ki.Her şey gibi kahve de demlenmeli. Aroması çıkmalı. Hayatın kendi gibidir kahve. Önce...Devamını Oku

Çay Lekesi

Kadın elinde iki tane papatya ile mutfağa girdi. Kaldırımın kenarında çıkmıştı papatyalar. Doğa kendi harikalarını her yerde yaratmaya hazırdı. Hani New York’un göbeğindeki Kızılderili adam o kadar keşmekeşin içinde arı kuşunun kanat çırpmasını duymuş ya ve diğer adamlar sadece yere düşen madeni paranın sesini. İşte böyle bakmakla görmek, duymakla işitmek arasındaki dağlar kadar fark, insanlar...Devamını Oku

Sodalı börekten kalbe karışanlar

Kadın elindeki fileyi sinirle tezgâha bıraktı. Vakti zamanında Erbakan’ın “Peynir gemisi lafla yürümez” dediği zamanlarda politikacıların ellerinde file ile yaptıkları konuşmalar geldi gözünün önüne. O zamanlar poşet yoktu, paketli gıda yok denecek kadar azdı. Gazete kağıdından kese kağıtları ve fileler vardı. Bu nostalji kalbini yumuşattı. Fileye baktı. İçindeki azıcık şey ile yükte hafif pahada ağır...Devamını Oku

İyi ki mutfak var

Hiç merak ettiniz mi, bu mutfak nasıl bir yer? Haydi biraz gezelim mutfağı. Mutfağın giriş kapısı koyu yeşil ahşap renkte, kapı kolu eskitme antik renkte, ortası porselen. Mutfağa girince ortada bir masa karşılıyor sizi. Masa en çok göze batan şey mutfakta, merkezde olmanın rahatlığını ve dengesini yaşar gibi tam ortasında her zaman bir kır çiçeği...Devamını Oku

Çiğ Yumurta Falı

Kadın elinde yumurta sepeti ile mutfağa girdi. Arkadaşının hediye ettiği kırmızı metal tavuğun içine yumurtaları yerleştirmeye başladı. Yumurtlanmış yumurtalar tekrar yumurtlanacaktı, temcit pilavı dedikodular gibi…Tavuğun içine sığmayan iki yumurtayı tezgâhta bırakıp tavuğu mutfaktaki köşesine kaldırdı kadın. İçi dolu tavuk daha bir anaç gözükürdü gözüne niyeyse. Tavuk pek bir salınıyordu içinde yumurta olduğunda.Kadın iki yumurtayı eline...Devamını Oku

Pilavdaki Şehriyenin Rengi

Mutfağın kapısı kapalıydı.Kadın kapıyı açtı, kapı açılırken gıcırdadı. “Zeytinyağı ve pamuk” dedi kadın içinden, gıcırdayan kapılar için rakı-balık, karpuz-peynir ikilisi gibiydi.Bugün biraz telaş vardı içinde. Lise mezuniyet gününe gidecekti, içini bir stres basmıştı. Acaba onlar nasıllar, yıllardır görmediği, konuşmadığı, hallerini bilmediği eski arkadaşları ya da aslında sadece eski tanışları. Arkadaş olan bu kadar ara vermezdi...Devamını Oku

Patatesin Jön Hali

Hava sisliydi, pusluydu, kasvetliydi. Bir insanı depresif yapabilecek ne kadar hava çeşidi varsa hepsi birleşmiş yeni bir hava oluşturmuştu. “Sispuskasvetmatem” adını koydu bu havaya sonra “suspuskasvetmatem”, “sispiskasvematem” gibi isimlerle değiştirip oyuna dönüştürdü havayı.Tam o sırada bir rüzgâr çıktı, rüzgârın sesi kızgındı. Çocukken annesi gök gürlediğinde ve o korktuğunda “Yukarıda yine oyuncak kavgası var galiba, bak...Devamını Oku
15 49.0138 8.38624 1 1 4000 1 https://daginikkalsin.com 300 0